Makaleler

SMİYB (Sahte ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge) Kullanımı

Paylaş

SMİYB (Sahte ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge) her firmanın korkulu rüyasıdır. Diyelim ki bilerek ya da bilmeyerek aldınız ve kullandınız.

SMİYB (Sahte ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge) Kullanımı

BA formlarınızdan, KDV iadenizden veya inceleme neticesi tespit edildiği anda KDV kanunu gereği müteselsil sorumluluktan dolayı bu belgenin KDV’si için düzeltme vermek, tenzil etmek zorunda kalabilirsiniz. Bu doğrudan sizin mal aldığınız firma olmayabilir, onun bir alt tedarikçisi SMİYB düzenleyen  ya da kullanıcısı olabilir ki bu da sonucu çok fazla değiştirmez.

Bu konuyla ilgili sıkıntıları minimize etmek için birkaç yol izleyebiliriz:

  • Mal ve Hizmet alımı yaptığımız firmaları yakından tanımak.
  • Faturanın tutarı dikkate alınmadan, her türlü tutarın ödemesi mutlaka finansal kurumlar üzerinden yani  bankadan havale- EFT yoluyla  veya kendi çekinizle ve  mümkünse birebir  fatura kapatma yoluyla yapılmalı. Müşteri çeki veriliyor ise satıcı adına ciro edilmeli ve mutlaka çek fotokopileri alınmalı.
  • Piyasadaki emsallerine göre daha ucuz olan malların belgelerinden kuşku duyulmalı.
  • Mal ve hizmet alımı yaptığınız satıcı firmanın genel durumu önemlidir. Satıcı firmanın güçlü, varlıklı, yeri belli, vergi ödevlerini yerine getirdiği konusunda kuşku uyandırmayan, tedariklerini de yine sağlam firmalardan yapan, kayıt dışı işlem yapmayan köklü firmalar tercih edilmeli.
  • Malın nakliyesi ispat açısından çok önemlidir.  Taşımanın nasıl ve ne şekilde yapıldığının belgelendirilmesi (taşıma faturası-taşıma irsaliyesi) önemlidir.
  • Mal alımına karar verilmeden önce, malın faturası sorgulanmalı, malı satan ile faturanın kesildiği firmanın aynı olduğuna dikkat edilmeli.
  • Faturayı kesenin vergi dairesinde kaydı bulunan ve beyanname veren mükellef olduğunu anlama bakımından KDV tahakkukunu görmek, hatta faturanın kesildiği dönemle ilgili KDV tahakkukunu istemek de faydalı olacaktır.
  • Mal alımınızın ispatı açısından aldığınız malla ilişkili miktar dengesinin sağlanmış olması da önemlidir.

Kasa işlemleri ve ortaklar cari:

Diğer bir konu kasadan yapılan işlemler. Bu güne kadar hemen her firmanın kasası aşırı derecede şişmiş olurdu. 6111 bunun da çaresi oldu.

Bu saatten sonra biliniz ki kasa hareketleriniz de yakinen takip edilecek. Kasanın borç ve alacak tutarlarının dahi çok yüksek olması, kasadan ne kadar fazla işlem yapılmış olduğunu, hatta bu işlemlerin fiktif olduğu konusunda kuşku uyandıracaktır.

Ticari hayatın bir gerçeği de, hiçbir işletmenin elinde atıl fon tutmayacağıdır. Gerçekten ticari ilişkileri içerisinde, tabiri caiz ise bir kuruşunun dahi hesabını yapan basiretli bir tüccar, kasasında asla normal ihtiyacı dışında bir meblağ tutmayacak ve bu nakit fazlasını mutlaka çeşitli finansal araçlar vasıtasıyla değerlendirecektir. Normal olarak kabul edilebilecek azami kasa tutarı, işletmenin günlük faaliyetleri sırasındaki nakit ihtiyacını karşılayacak miktarda kasada bulundurması gereken maksimum nakit tutarıdır.

Kasa bakiyesinin yüksek olması, bu tutarın işletmenin ortakları tarafından çekilerek kendi şahsi menfaatleri için kullanıldığını düşündürebilir. Şirketlerin ortaklar cari hesabının da fazla hareket görmesi dikkat çekici olacak ve şüphe uyandıracaktır.

Kurumların kasada Türk Lirası cinsinden veya yabancı para cinsinden fazla miktarda para bulundurmaları veya ortaklarına cari hesap yolu ile borç para kullandırmaları; 

  • İşletmenin bir gelir elde etmesi gereken tutarı; karşılıksız kullandırması,
  • Kendi parası var iken kredi kullanması,

gider ya da maliyet finansman yükü oluşturur. Bu olumsuz sonucu ortadan kaldırmak için Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nca vadesine en çok üç ay kalan senetler karşılığında yapılan reeskont işlemlerinde uygulanan iskonto oranlarının uygulanması gerekir.

Tüm bunların anlamı şudur ki; kasada normalin üzerindeki tutarlar ve ortaklar carideki borç tutarlarının, adat yöntemiyle faiz hesaplanması yoluyla da vergilendirilmesi gerekmektedir. 

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13/1-2. maddelerinde işletmenin ilişki içerisinde olduğu kişiler ile yapılan bu tür işlemlerin transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı olarak değerlendirilmektedir. Buna mahal vermemek için şirketlerin ortaklarına kâr dağıtımı yapmaları daha uygun olacaktır. Kâr payı dağıtmayan şirketlerin ortakları acaba evlerini neyle geçindiriyorlar?

Şirketten borç almak kadar borç vermek de dikkatleri üzerinize çeker. Şirkete borç vermeniz durumunda idare, sizin bu parayı nereden bulduğunuzu sorgularken kayıt dışı satışınız olduğundan kuşku duyabilir. Burada da örtülü kazançtan söz etmek mümkündür.

Bunun yerine direk şirket sermayesinin artırımına gitmek daha doğru bir karar olacaktır.

Finansal Kurumlar üzerinden ödeme:

01.08.2003 tarihinden itibaren mükelleflerin 8.000,00 TL’yi aşan tahsilât ve ödemelerini banka, özel finans kurumları ve Posta-Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü (PTT) aracı kılınarak yapılması gerekliliği doğmuştur. Ancak bankalar, özel finans kurumları veya PTT aracı kılınmak suretiyle tevsiki zorunlu olan 8.000,00 TL’lik işlem tutarının belirlenmesinde faturada gösterilen meblağın esas alınacağı, bu bedelin farklı tarihlerde ödenmesi halinde ise her bir ödemenin de tahsilât ve ödemenin yapılacağı kurumlardan geçirilmesi zorunludur. Yani fatura tutarının bölünmesi sizi bu zorunluluktan kurtarmıyor.

Buradaki tavsiyem yukarıda bahsettiğim üzere sadece 8.000,00 TL üzeri olan belgelerin değil tüm belgelerin ödemelerinin finansal kurumlar üzerinden geçirilmesidir.

İşyeri kiraları ve maaşlar:

İşyeri kiralarında ise kiralamaların tamamında, herhangi bir sınır olmaksızın banka veya PTT aracılığı ile ödenme ve tahsil edilme zorunluluğu getirilmiştir.

Personel maaş ödemelerinin (10 personeli geçen durumda) banka üzerinden yapılması zorunludur.

Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı:

Yukarıda örtülü sermayeden ve transfer fiyatlandırmasından bahsederken sadece ortaklar için nakit işlemlerini dikkate aldık. Ancak mutlaka dikkat edilmesi gereken diğer bir husus, alış veriş yaptığınız ilişkili firmalar ile yapılan ticaretiniz.

“Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı”, ilişkili kişilerin aralarında yaptıkları mal veya hizmet alım ya da satım işlemlerindeki fiyat veya bedeli, emsallerinden farklı tespit etmek suretiyle vergi matrahını aşındırmaları ve kurum kazancının vergilendirilmeden ortaklara veya diğer ilişkili kişilere aktarılması sonucunu doğurmaktadır. Bu sebepledir ki ilişkili kişilerle yapılan alış verişlerin fiyatlanma şekli her işlem için not alınmalı, kanıt toplanmalı ve emsalinden sapma göstermemelidir.

Şirket Zararı:

Şirketiniz sürekli zararda ise durumunuzu bir inceleyin. Bir şirket neden sürekli zarar eder?  Zarar ediyorsa neden ve nasıl varlığını sürdürür?

Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler:

Türk vergi sisteminde vergiden indirilemeyecek giderler vardır. Bu birçok şirkette gözden kaçar. Ancak kısa bir hatırlatmayla bu giderlerinizi gözden geçirelim. Telefon faturalarının ÖİV’si, ödenmeyen SSK’lar, resmi kurumlara ödenen faiz ve cezalar, trafik cezaları. Şirketinizin işleyişi içersinde daha da çıkabilir, ancak unutmamak gerekir ki bu tutarlar Kurum Geçici Vergisi Beyanında ve K.V. Beyanında vergi matrahına dâhil edilmelidir.

Şirketten ödenen her türlü masrafın belgesini edinin. Belgesiz ödeme yapmayın. Ücret ve benzeri stopaja tâbi giderleri vergiden kaçınmak için daha düşük göstermeyin. Bu size ileride başka sorunlar getirecektir.

Kısaca dikkat edilmesi gereken konuları hatırlatmaya çalıştım. Sözü edilmesi, dikkat çekilmesi, yapılması ve yapılmaması gereken daha çok konu var. Lütfen yoğun işlerinizin arasında siz de muhasebesel konulara dikkat edin.

Sorunsuz Günler Diliyorum.

E. BİRNUR YENİER

SMMM